Hayatın yükünü omuzlarında taşıyan, adı bilinmeyen ama varlığıyla her şeyi mümkün kılan emekçilerin hikâyesine; 1 Mayıs’ın özünü unutmadan, saygıyla, sessizlikte yankılanan bir selam…
Yılın her günü, dünyanın dört bir yanında çarklar döner, makineler çalışır, şehirler uyanır, hayat sürer. Ancak bu düzenin görünmeyen bir omurgası vardır: Ellerinden nasır eksik olmayan işçiler, güneşten önce uyanan kadınlar, geceyi sabaha bağlayan bekçiler, bir çocuğun defterini basan matbaa ustası, bir yaşlının yemeğini pişiren hasta bakıcı… İşte bu yazı, onların; yani emeğin sessiz kahramanlarının onuruna kaleme alınmıştır. 1 Mayıs, tam da bu yüzden vardır.
Emek, yalnızca alın teriyle değil, aynı zamanda yürekle verilen bir çabadır. Kimi zaman bir şantiye başında, kimi zaman bir okulun temizlik görevlisi olarak, kimi zaman bir tekstil atölyesinde sabahlara kadar dikilen bir giyside karşımıza çıkar. Gözden uzak, kameraların önünde olmayan, çoğu zaman adını bilmediğimiz ama yokluklarıyla hemen fark ettiğimiz bu insanlar, hayatı bizler için yaşanır kılar.
1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü, sadece bir tatil günü değildir. Bir hatırlamadır. Duyulmayan seslere kulak vermektir. Zorunlu mesaiye kalan ama itiraz etmeyen işçinin sessiz çığlığına, geçim derdinden fazla konuşamayan anne babaların gözlerindeki gölgeye, hakkını istemeye korkan emekçinin boynundaki eğik başa saygıdır bu gün.
Her sabah aynı saatte otobüse binen o işçi, kimsesiz gibi görünür ama aslında bir toplumun yükünü sırtında taşır. Kimsenin dikkat etmediği temizlik görevlileri, bir şehrin yüzünü yıkayan görünmez ellerdir. Onlar olmadan ne bir üretim olur, ne bir düzen. Emek, görünmeyeni fark etmektir; emeğin değerini bilmekse insanca yaşamanın temelidir.
Günümüzde birçok meslek grubunun sesi daha gür çıkarken, hâlâ isimleri bilinmeyen, hakları ödenmeyen, sesi duyulmayan milyonlarca insan var. Bu yazı, bir anlamda onların saygı duruşudur. Ne bir afişte yüzleri olur, ne bir kürsüde adları geçer. Ama onların emeğiyle büyür çocuklar, kurulur sofralar, çalışır hastaneler, inşa edilir şehirler.
Bir Mayıs, sadece meydanlarda slogan atmak değildir. Sessizce çalışan bir çift elin kıymetini bilmek, onun hakkını teslim etmek, onun yaşamını insanca kılacak koşulları talep etmektir. Ve en önemlisi; onların yalnız olmadığını, görüldüklerini hissettirmektir.
Bugün; adı geçmeyenlerin, sesi duyulmayanların, hakları ertelenenlerin, her şeye rağmen sabırla çalışanların günü. Onlara bir selam, bir teşekkür, bir adalet borcumuz var.
Emeğin sessiz kahramanlarına, alın terinden doğan bütün umutlara saygıyla…