Kaybediyor insan zaman geçtikçe kendini, zaman içerisinde kazandığı benliğini yine zaman içerisinde kaybediyor. Belki de bir başkası sayesinde kazandığı benliğini yine o kişi yüzünden kaybeder. Yani sonuç şu ki, kazanan oldum diye sevinmemek gerekiyor çünkü ne zaman kaybedeceğimiz belli olmuyor. İlk önce onu kaybediyoruz sonra, o nu kaybettik diye kendimizi kaybediyoruz. Biz hep kaybedenlerdeniz. Aklımıza, kalbimize her anını kaydedip sonra kaybediyoruz. İşte biz böyle seviyoruz, sonra mı?
Sonrası koskocaman bir hiç...
İnat değil mi, sen yağmurlu havayı seversin o güneşli havayı sever.
Sen sonbaharı seversin o ilkbaharı.
Sen sessizliği seversin o şarkıları
Sen onun için yazdığın şarkıları dinlersin o başkasının şarkılarını
Sen onun için şiir yazarsın o başka şiirler okur Sen onu seversin o ise başkasını...
Biz hep seven olduk hep.
Hiç başkası tarafından biz kadar sevilmedik.
İnsana en çok yakışan şey vicdan ve merhamettir. Biz bunlardan bir haber yaşıyoruz. Çünkü o güzellikleri görecek kadar hiçbir şey yaşamadık. Belki de aşık olduğumuz güzellikler yüzünden o güzellikleri yaşayacak fırsatı bulamadan kaybeden tarafta oluyoruz.
Deniz'dir aşkların en güzeli.
Sonbahardır, mevsimlerin en özeli.
Köpürür deniz dalgaları hafif esen rüzgarla.
Savrulur yapraklar hafif esen rüzgarla.
Ve ben aşık oldum kokuna, hafif esen rüzgarla.
Hep inandığı için, sevdiği için kaybetmez mi insan.
Bir ilişki de sevgiden önce güven gelmeli ve güven sevgiyi getirmeli ardından.
Kırılınca o güven arda ne sevgi kalır ne sevgili.
Kaybeder insan işte sevgisinden, sevdiğinden. Kaybeder insan sevdiğini, sevgisini, güvenini.
Kısacası her şeyini.
Kaybeder insan sevgiden
Ve ben Kaybettim Sevgiden...