Ne çok kaptırıyoruz kendimizi günlük olaylara, gündemlere değil mi ?
*
Günlük koşturmalarımız, tartışmalarımız, incitmelerimiz, incinmelerimiz, siyasi tartışmalarımız, yol verme kavgalarımız, sabırsızlıklarımız... Listeyi uzatmak herhalde mümkün. Peki bunları bir saniye olsun ‘gün’ içinde düşünebiliyor muyuz ? Eminim ki çoğumuzun cevabı hayır olacaktır.
*
Hep daha çok kazanmanın, daha haklı olmanın, daha çok incitmenin, daha çok agresif olmanın yolunu buluyoruz bir şekilde. Kiminin yapısı gereği, kiminin hayat tarzı gereği, kimine de hayatın rastlantıları bunları getiriyor.
*
Düşünmediklerimiz yastığa başımızı koyduğumuz anda karşımıza çıkıyor. Yaptıklarımız, yaşadıklarımız gözümüzün önünden film şeridi gibi geçiyor. Sonra birbiri ardına sıralanan ‘keşke’ler izliyor bu şeridi.
*
Carpe Diem olarak bildiğimiz ‘anı yaşamak’ sözcüğü gelişi güzel söylenmiş bir sözcük değil muhakkak. Yaşarken en güzelini ve kalitelisini yaşamak ve yaşatmaktır asıl olan. Yaşadığımızdan anlık keyifler alarak geçireceğimiz bir yaşam ile gerçek anlamda bir doyuma ulaşmamız zor olacaktır muhakkak.
*
Socrates’in de dediği gibi ‘en önemli şey yaşamak değil, iyi ve doğru yaşatmaktır’