Ülkemizin son yıllarda kanayan yaralarından biri de kadın cinayetleri ne yazık ki. Bir türlü önüne geçilemeyen başlıca sorunlardan bir tanesi.
*
Gündemde olan ve tartışılan İstanbul Sözleşmesi de dahil olmak üzere insanları, kadınları koruyacak olan yazılı kağıtlar değil, insana verilen değer olacaktır. Yazılı anlaşmalar, sözleşmeler bize yapılması gerekeni ne kadar gösterse de bunu uygulamaya geçirecek olan vicdanımızdır. Biz insana insan olduğu için değer vermedikten sonra kağıtlara ‘değer vereceğiz, koruyacağız’ şeklinde sayfalarca yazı yazsak bir faydası olacak mı ?
*
Bütün dinler ‘öldürmeyi’ men ederken, en büyük suçlardan biri sayarken biz ne hakla başka bir insanın canını alma hakkını kendimizde bulabiliyoruz. Ne hakla, ne gerekçeyle ?
*
Asıl dikkatinizi çekmek istediğim konu başka.
*
Haberlerde sürekli olarak gördüğümüz cinayetlerde kadınların adı soyadı açık açık yazarken, katilin adı soyadı baş harfinin önüne nokta konarak verilir, yüzü buzlanır. Bu caniliği yapan insanların toplumdan gizlenmesi sadece bana mı ilginç geliyor yoksa bu durum sizin de dikkatinizi çekti mi ?
*
Hayattaki felsefemiz öldürmek değil, yaşatmak üzerine bir hayat tarzı olmalıdır.
*
Çünkü kötülüklerle kazanılan zaferler hiçbir zaman olmamıştır.