Hayatımızda birçok dönüm noktası vardır. Bazı kararlar almamızı sağlayan, hayata bakışımızı değiştiren birçok anı, hatıra, yaşanmışlık vardır. Bu olaylar bazen kişisel olarak gerçekleşebileceği gibi millet olarak da yaşayabiliyoruz bu hadiseleri. Millet olarak yaşamamız aslında içimizde bulunan çok sesliliği ortaya çıkarması açısından daha etkili oluyor. Bazı kararları vermemizi ve bir özeleştiri yapmamıza katkı sağlıyor.
*
Bu olaylara ne yazık ki rastlıyoruz. Örneğin geçenlerde meydana gelen Elazığ depremi sonrası yapılan etnik kökene dayalı yorumlar halkımız tarafından büyük tepki topladı. Keza aynı olaya benzer yorumlar Başkale depreminden sonra yine ortaya çıktı.
*
Sorum şu. Ölen insanların etnik kökenleri neden sizi bu kadar ilgilendiriyor ? Ölen Türk, Kürt, Laz, Rum olsa ne fark edecek ? Daha çok mu üzüleceksiniz. Ölen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı. Aynı havayı soluduğumuz yurttaşımız. Bu yapılanların amacı sadece daha fazla beğeni kazanmak ise, ki bu beğeni kendisi gibi yanlış düşüncede olanlardan olacaktır, gerçekten çok yazık. Sosyal medya da beğeni kazanmak da insanlıktan önemli değil. Nasıl ki felaket yarın öbür gün sizin başınıza geldiğinde etnik köken üzerinden üzerinize gelinmesini istemiyorsanız ki zaten gelinmez o zaman insanları kökenleri üzerinden yargılayamazsınız.
*
Kimseye doğduğunda hangi ülkeden olmak istersin diye hak tanınmıyor. İnsanlarımızın yaşadıkları afetler yaşadıkları coğrafyadan kaynaklanmaktadır. İnsanlara değer vermeyi çok seviyorsanız onlara insan olduğu için değer verin. Şu ya da bu diye değil. Yaşadığımız coğrafyayı seçme özgürlüğü ne kadar bizde ? Onun yerinde siz olamaz mıydınız ? Biraz düşünce ve empati. “İnsanlık” namına...