Değerli Okur,
Özgürlüklerin Korona Virüs Salgını sebebiyle fazlasıyla sınırlandığı bu zor günlerde, Özgürlük Kavramı ile ilgili bir yazı kaleme almanın anlamlı olacağını düşündüm.
Özgürlük deyince akla Amerika Birleşik Devletleri gelmektedir. Zira bizdeki ''Vatan'' kavramının karşılığı Amerika'da özgürlüktür.
16. Başkan Abraham Lincoln’un "Ya hür olarak yaşayalım, ya da ölelim" sözü, özgürlük kavramının önemini vurgular niteliktedir.
Bu denli önemli bir kavramın acaba bizim anlayışımızda yeri nedir diye düşünür dururdum.
Tarihimizin medarı iftiharı Fatih Sultan Mehmet’in farklı inançlara hoşgörülü tavrı, önemli bir övünç kaynağımızdır.
Bu hoşgörü anlayışının temelini irdelediğimde enteresan bir hikaye ile karşılaştım.
***
İstanbul’un fethinin akabinde Fatih Sultan Mehmet bir cami yaptırmak ister. Yaptıracağı caminin belirlediği sayıda sütuna oturmasını talep eder.
Bu mevzuda talimat Rum Mimar Sinan Atik'e verilir. Fakat Sinan Atik talimata uymayarak sütün sayısını eksik tutar.
Fatih'e göre çok önemli bir mimari hata işlenmiş olur. Bunun üzerine mimarın elinin kesilmesi emredilir ve Sinan Atik’in eli kesilir.
***
Sinan Atik haksız yere elinin kesildiği kanaatindedir. Kadıya müracaat eder. Dava kabul edilir ve mahkeme başlar!
Kadı, Sultan Mehmet’in arkadaşı Hızır Çelebi’dir. Hızır Çelebi her iki tarafı dinler, Rum mimar Sinan Atik'i davasında haklı bulur.
Kısas uygulanması uygun görülür ve Fatih Sultan Mehmet’in elinin kesilmesine karar verilir.
***
Rum mimar Sinan Atik olup bitene anlam veremez. Evet, Sinan Atik davacı olmuştur fakat davalı Osmanlı İmparatorluğunun Cihan Padişah’ıdır.
Böyle bir kararın çıkacağını asla tahmin etmemiştir. Sinan Atik, ülkesinde adaleti bu denli tesis eden hükümdarın kolunun kesilmesine razı olmaz.
Ömrünün sonuna kadar geçimini sağlayacağı miktarı talep eder ve davasından vazgeçer.
***
Evliya Çelebi'nin naklettiğine göre;
Fatih Sultan Mehmet mahkemeden sonra Hızır Çelebi’ye dönerek; ''Eğer Allah'ın hükmüyle hüküm vermeseydin, şu kılıçla senin kelleni indirecektim!'' der.
Bunun karşısında Hızır Çelebi de ''Eğer verdiğim hükmü kabul etmeseydin, ben de adaleti uygulayacaktım!'' diyerek sakladığı hançeri gösterir!
***
Değerli Okur,
Fatih Sultan Mehmet Han'ın hoşgörü ve özgürlük anlayışının temelinde Adalet Ruhu yatmaktadır. Bu ruh, bir oba devletini asırlarca cihana hakim kılmıştır.
Aydınlanma çağının önemli filozoflarından Voltaire, özgürlüğün adaletten başka bir şey olmadığını bu olaydan iki asır sonra söyleyecektir.
Yazıları ile Fransız Devrimini hazırlayan önemli felsefeci Denis Diderot ise "Her ayrıcalık, özgürlüğe bir saldırıdır." diyerek adeta Fatih Sultan Mehmet'in özgürlük anlayışını işaret etmektedir.
Tarihe altın harflerle yazılan özgürlük anlayışımız, fırsat ve tehditlerin herkese aynı mesafede olmasından başka bir şey değildir.
***
O zaman söyleyelim son sözü;
İsteyenin istediğini yapmasını umarsın,
Ey Özgürlük! Adalet varsa, sen de varsın!
Yunus bey, teveccühünüz için çok teşekkür ederim.. Ben dahil gazetemizin bütün yazarları bir meyve bahçesinin fidanları gibidir. Elbette her okurun damak tadı farklı olabilir. Fakat meyveler arasında fark sadece tattır, her meyvenin faydasının farklı olduğu unutulmamalıdır!
Bu gazetede ki en kal***eli yazıları yazan kişi sizsiniz . Başarılarınızın devamını dilerim.