Doğduğumuz andan itibaren nice insanlar girdi çıktı hayatımıza. Yüreğimizi acıtan , kanatan, zaman zaman bizi heyecanlandıran… Kimi simalar var ki aklımıza mıh gibi çakılı ve kimileri de var ki hiç hatırlamadığımız. Ömrümüze girdiler ve çıktılar. Şimdi düşününce her birinin aslında birer oyuncu olduğunu anlıyor insan. Hepsinin sadece birer silüet olduğunu, ya da belki de hiç var olmadıklarını… Onlar hayatına tam girmeleri gerektiği bir anda girdiler , sana öğretmeleri gerekeni öğrettiler ve zamanı geldiğinde de sessizce çıkıp gittiler. Onlar birer aynaydı aslında, sana seni gösterdiler. Onlar sendin aslında, senin birer parçandılar …
Kızdığın kişi de sendin, canını acıtan, ağlatan , kanatan kişi de sendin, aslında bu hayatta seni en çok güldüren de , en çok düşündüren de sendin… Sevmekten korktuğun , şimdi seversem beni acıtır dediğin , gurur yaptığın o sevgiliyi sevseydin içindeki aşkı bulacaktın mesela , ya da seni büyütmekten kaçıp terkeden anneni affedebilseydin kendini affetmiş olacaktın. Çocuklarla çocuk olup kırlarda yuvarlandığın o anı hatırla, aslında o çocuklar senin içindeydi ve sen sadece içindeki çocukları mutlu ettin. Trafikte seni sıkıştırdığı için arkasından saydırdığın adamı içinde bir yerlerde ara ! Göreceksin ki aslında sen de tıpkı onun gibi araba kullanıyorsun. Yalan söyleyen arkadaşına çok kızmıştın ya hani ve şimdi dön içine bir bak hele. Bir yerlerde o yalanın aynısını saklanmış olduğunu göreceksin ve bu arkadaşının görevinin sadece o yalanı saklandığı yerden çıkartmak olduğunu farkedeceksin… Cinayet haberlerine şaşırıyorsan eğer bir sor kendine hiç mi kimsenin boğazını nefesini kesene kadar sıkmayı kalbinden geçirmedin ?
Ve bazen bunların hiçbirini bulamadığında kalbinden geçirdiklerini dinle. Kendin için neler istedin bu güne kadar ? Sabır istedin, sevgi istedin, mutluluk istedin… İşte sana sabretmeyi öğrenmen için , sevmen için ve mutlu olman için fırsatlar verildi. Şikayetçi olduğun ailen, anlaşamadığın patronunun, seni yarı yolda bırakan arkadaşların kalbinden geçirdiklerini bulman için birer figürandı aslında. Rolünü yapan birisine nasıl kızabilir ki insan?
Dünyada senden başka herkes birer sis bulutu gibi aslında. Hayat çok gerçekçi hazırlanmış bir oyun sahnesi , kalbinde saklı kalan her şey sen bulabilesin diye dışına yansıtılmış. Burada çok ilginç bir gizlilik var. Bütün sorularının cevabı aklına gelmeyecek bir yere gizlenmiş. Kalbine…
Bunların sana altın bir tepsi içinde sunulmamasından dolayı yaşadığın hayal kırıklığını tahmin edebiliyorum. Ancak unutma ki insan kendisine karşılıksız , emeksiz, zahmetsiz olarak yapılan her türlü hizmetten dolayı utanç duyar. İşte bu utancı yaşamaman için bunları bulmak senin çabana bırakıldı. Çaba sarfettim ve bulamadım diyen birisini görürsen ona inanma. Çünkü insanın büyümesi ve hayatı anlaması tamamen çabasının ölçüsüne bağlanmıştır. Böyle bir bakış açışı kişinin ulaşması gereken o en kusursuz ve en mükemmel benliğini bulması içindir. Yani kişiden kalbindeki tüm kötü arzuları temizlemesi istenmektedir. Bu nedenden dolayı kişiye sanki dışında bir dünya varmış gibi bir algı verildi. Kendisinin dışında kusurlu gördüğü şeyleri kalbinin derinliklerinden bulup çıkartması kişinin arınması anlamına gelir ve arınmayı isteyen kişiye dışında gösterilen her kırıklık aslında sadece birer yardımdır. Bununla ilgili şöyle yazılmıştır. “Arınmaya gelene yardım edilir.”