Mektubunu aldım sevgili arkadaşım.
Her şeyin hızla akıp gittiği, attığımız mesaja saniyeler içinde cevap alamadığımızda sinir kat sayımızın ve sabırsızlığımızın arttığı kafamızda kırk tane tilkinin dolanarak “Neden yazmadı acaba?” Sorusuna bir dünya senaryo çizdiği şu zamanda koca dünyada mektuplaşarak görüşen bir ikimiz kalmışız gibi hissediyorum. Bu benim için çok kıymetli çünkü; mektubunu beklerken acaba ne zaman , nerede ve nasıl yazacak diye hayal ediyorum. Nasıl gelip geçtiğini anlamadığım zaman senin mektubunu beklerken kaplumbağanın sakinliği ve ağırlığı İle ilerliyor sanki .
“ Kötüler neden kötü ki? demişsin mektubunda. “Dünya onlar yüzünden çekilmez bir hal alıyor, ne vardı şu üç günlük dünyada iyiyi tercih edip yaşasak.” diye eklemişsin.
Bir kavramı anlayabilmemiz için zıttının bize yardımcı olduğunu görüyoruz. Gece olmasaydı şayet gündüzü nasıl fark ederdik , yada negatif olmasaydı pozitif dediğimizde aklımızda ne şekillenirdi ki? Erkek kadın ile tamamlanıyor, ışık karanlıkta parlıyor, doğru yalanın karşısında değer kazanıyor, savaşlar aramızda acilen bir barışın yapılması gerektiğini hatırlatıyor ve sevgi en çokta nefret sayesinde büyüyor.
Bilge biri değilim ama kötü iyidir diye düşünüyorum. Şöyle anlatayım ;bütün kötüleri bir araya topla göreceksin ki aslında sadece iyiye hizmet etmek için çalışıyorlar. Yani aslında iyinin büyüklüğü kötünün çokluğuna bağlı.Kötü de iyi gibi doğanın bir gücüdür. Onu yok edemeyeceğimizi, onunla savaşamayacağımızı anladığımız vakit , onu iyiyi inşa etmede kullanmayı öğreneceğiz. Yani kötü, doğanın bize ters yönden bir yardımıdır diyebiliriz. O sadece bizi iyiye yakınlaştırmak için görevini yapıyor. Onunda eli bağlı aslında. Kötülük büyüdükçe iyinin büyümesi için bir alan açıyor ve böylece bu mükemmel doğa kanununa anlayış katabilmemiz için bize fırsat sunuyor.
İyi ve kötü arasındaki ilişki bir doğa kanunudur. İnsan doğa kanunlarını aklı ile öğrenebilir ancak bu kişiye bir bilgelik katmaz. Bilgelik aklın öğrendiğini kalp ile anlayabilmekte gizlidir. Bilgenin gözleri kalbindedir.
Dünyanın gidişatı çok vahim görünüyor. Bu gidişat bizi çok rahatsız ediyor, kafamız karışıyor ve yarını pekte aydınlık göremiyoruz. Biz istiyoruz ki kötü silinsin, yok olsun. Aslında bu en çokta iyiyi yok etmektir.
Seni çok iyi anlıyorum, şu an ortada sadece kötü varmış gibi. Her taraf sanki toz duman …Ama elbet bunların hiçbiri boşa yaşanmıyordur. Çünkü en kötüsü bu olurdu herhalde. Tüm bu yaşadıklarımızın hiç bir anlamının olmaması yaşadığımız bunca kötü şeyden daha berbat olurdu.
Bunların tesadüfen böyle olduğuna inanan yada “Böyle bir zamanda yaşamak kaderimizmiş.” diyip devam edebilen bir grup insan var ki bir nebzede olsa böyle düşünerek ruh sağlıklarını korumaya çalışıyorlar. Ama ya böyle düşünmeyenler… İşte ancak onlar, kötünün varoluş sebebini anlayanlar bu dünyaya sonsuz iyiliği ve mutluluğu getirebilir. Çünkü onlar kötülüğü silmenin imkansız ve yanlış olduğunu bilirler ve kötülüğü ancak bilinçli olarak inşa ettikleri iyilik ile örtebileceklerini bilirler.