Erich Fromm, sadizm ve erkek şiddetinin kaynağını şöyle açıklar: "Başka birisinin üzerinde tam bir egemenlik kurmak, onu isteklerimizin çaresiz nesnesi durumuna sokmak, onun tanrısı olmak, onunla istediğimiz gibi oynayabilmek, onu aşağılamak, tutsak etmektir." / Erkektir yapar, kızım var karışmıyorum, özgür benim çocuğum/ konuşmaları yapan aileler olayı çok yanlış anladılar. Çocuk yetiştirirken büyük hatalarla beslediler. En büyük özgürlük aslında İslam'daydı ve bizi aslımızdan uzaklaştırdılar. Kadınlara verilen değeri de, özgürlüğü ve sevgiyi de ancak İslam’dan öğrenselerdi, kıymetini bilen bireyler yetişirdi. "Kadınlara ancak kerîm olanlar ikrâm ederler (değerli olanlar değer verirler); onlara kötülük edenler ise leîm (kötü) kişilerdir." (İbn Mâce, Edeb: 3) Veda hutbesinde de '' Kadınlar size Allah’ın emanetidir'' diyen Peygamberimiz (SAV)’in ümmeti değil misiniz?Şiddet; konuşmayanların dilinde yara olur kalır. Bugün adı Pınar olur, yarın başka bir isim toprak olur. Nice canlar bu dünyanın kandırmacasında sevgili adı altında son bulur. Televizyonların ahlaksız, bilindik repliği "ya benim olursun, ya da kara toprağın" çok ciddiye alındı. Neden bu vahşilik, neden bu azmışlık sorarım size. Vicdanlar nerede kaldı? Ne zaman attınız toprağa içinizde insanlığa dair kalan tek duyguyu? Bu ne ilk ne de son olarak kalır. Zulüm korkakların zırhıdır.
Namustan bu denli bahsedilip de kadına bu kadar zarar verilen bir ülke nadirdir! Bu vicdansızlık ve değersizliğin bitmesi için evvela evlerimizin içinden ve yetiştirdiğimiz çocuklardan başlamalıyız. TBMM ise bu konuda ivedilikle; vatan hainlerine, kadın katillerine, çocuk istismarcılarına, tecavüzcülere ve Türk toplumunun beklentilerine göre yasalar çıkarmalıdır. Şiddetsiz bir toplum için üst düzey bir devlet politikasına acilen ihtiyaç var. Ne kadın ne de erkeğin artık zayıflıklarıyla birbirlerine zulmetmeyecekleri bir toplum bilincinin gelmesi için her kesimin ve herkesin taşın altına elini koyması gerekir.